SALT Beyoğlu ve SALT Galata'da 5 Ocak'a kadar ücretsiz gezip görebileceğiniz Vadedilmiş Bir Sergi gözlere ve ruha hitap ediyor. Gülsün Karamustafa'nın Türkiye’de ve uluslararası platformda bugüne kadar düzenlenen en kapsamlı sergisinden bahsediyorum. Çağdaş sanatın önde gelen Türk kadın sanatçılarından Karamustafa'nın onlarca eserinin kişiselliği ve bir o kadar da evrenselliğine tanık olmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Birçok tekdüze sergi ve eserlerle karşılaştırılınca Vadedilmiş Bir Sergi kaçırılamayacak kadar renkli, çeşitli, duygu ve yaşanmışlıklarla dolu. SALT'ın internet sitesinde sergi ve sanatçı hakkında çok güzel ve detaylı şu yazıya göz atabilirsiniz. Aşağıda sergiden fotoğraflar bulacaksınız.
20 Aralık 2013
17 Aralık 2013
Uçuç Böceği XV
Brezilyalı illüstrator Frederico Birchal, popüler film ve dizi kostümlerinden esinlenerek yeni bir seri yaratmış. Kostümlere indirgenerek minimalist bir tarzda yeniden yorumlanan sevilen yapıtların, sevimli ve göze çok hoş gelen görsellerini aşağıda bulabilirsiniz. Aralarında en sevdiğim Back to the Future üçlemesine ait olan. Sanatçının tumblr sitesi için tıklayın.
Etiketler:
Film,
Frederico Birchal,
illüstrasyon,
Sanat,
Tasarım,
Uçuç Böceği
9 Aralık 2013
Orange Is the New Black
Orange Is the New Black, 2013'ün en güzel dizilerinden. Kadın
gözünden, kadınlarla ilgili cesur ve çok katmanlı bir diziyi izlememek olur mu? Dizi hakkındaki yazımı beni konuk yazar olarak ağırlayan Bunu Bugün Öğrendim'de bulabilirsiniz.
8 Aralık 2013
Misafir Var: Bruce Wayne'in Alternatif Hayatı
Uzun bir aradan sonra üçüncü misafir yazarım karşınızda! İlk konuğumun öyküsü Otobüs'ten sonra ikinci kez kurguyu konuk ediyorum Blog'a. Bu sefer sevgili Hayat'ın alternatif Bruce Wayne hikâyesini okuyacaksınız. Post-modern bir yapıda modern dünyaya kurulan ilginç bağlantılar,yapılan eğlenceli göndermeler ve kendine has şeker/deli/fantastik tarzı ile yazıyla sizi baş başa bırakıyor ve aradan çekiliyorum.
Bruce Wayne'in Alternatif Hayatı
Etiketler:
Batman,
Bruce Wayne,
Konuk Yazar,
Öykü
4 Aralık 2013
Ulm
Ulm, Almanya'nın güneyinde, trenle Münih'e yaklaşık bir saat mesafede ufak bir şehir. Şehri gezme fırsatım olduğu için mutluyum. Hiçbir şey yeni bir yer keşfetmenin beslediği kadar beslemiyor ruhu. Ulm hiçbir zaman gidilmesi gerekenler listemde olmamasına rağmen bu ufak şehrin kıyıda köşede kalan güzellikleri insanı mutlu ediyor. Genel olarak turist mıknatısı birçok Avrupa şehrine göre çok az gezilecek görülecek mekanı var Ulm'un. Bir günlük gezi kâfi.
Şehrin dikkat çeken en önemli yapısı Ulmer Münster (Ulm Kilisesi). Bu kilise halen dünyanın en uzun kilise kulesine sahip. Kilise ayrıca 1890 ve 1901 yılları arasında dünyadaki en uzun yapı imiş.
Fischerviertel olarak adlandırılan Ulm mahallesi ise gözler için keyifli bir ziyafet vaat ediyor. Yarı ahşap evleri, evlerin arasına sızmış kanalları ve dünyadaki en eğik otel olma unvanına sahip Das schiefe Haus şehrin bu kısmında bekliyor sizleri. Piramit şekilli şehir kütüphanesi ise Ulm'un en şık yapıları arasında. Ufak bir ek bilgi olarak da Einstein'ın Ulm doğumlu olduğu verilebilir.
Ulm, en güzel Avrupa şehirleri arasında sayılamasa bile meraklı gözlere sunabileceği ufak güzellikleri olan bir Almanya şehri. Aşağıda şehrin fotoğraflarını bulacaksınız.
Ulmer Münster |
28 Kasım 2013
23 Kasım 2013
İyi ki varsın Doktor!
23 Kasım 1963'te Doctor Who'nun ilk bölümü yayınlandı.
Bugün Doctor Who'nun 50. yıl dönümü.
Uzun zamandır beklenen özel yıl dönümü bölümü The Day of the Doctor'a akşam kavuşacağız.
İyi ki varsın Doktor!
Seni seviyorum.
Bugün Doctor Who'nun 50. yıl dönümü.
Uzun zamandır beklenen özel yıl dönümü bölümü The Day of the Doctor'a akşam kavuşacağız.
İyi ki varsın Doktor!
Seni seviyorum.
17 Kasım 2013
14 Kasım 2013
Uçuç Böceği: Fantastik Haritalar
Bu Uçuç Böceği'nde sizler için fantastik haritalar derledim. Fantezi türüne ait birçok unutulmaz eserin yol göstericileri olan bu haritalar hem ait oldukları evrenleri gözümün önüne getirerek beni hayallere sürüklüyorlar, hem de güzellikleriyle büyülüyorlar. Aşağıda Game of Thrones evrenine, Harry Potter serisine, Dorothy'nin fırtınayla sürüklendiği Oz Diyarı'na, Doktor'un TARDIS'ine, Orta Dünya'ya, Açlık Oyunları dünyası Panem'e ve Whedon'ın ekranlara çok erken veda eden fantastik dizisi Firefly'daki uzay gemisi Serenity'e ait haritaları bulacaksınız. Birçok haritanın fan yapımı olduğunun da altını çizmeli.
Westeros, Essos, Sothoryos, Ulthos George R.R. Martin'in epik fantastik serisi A Song of Ice and Fire'ın dünyasının haritası. |
Etiketler:
Doctor Who,
Firefly,
Game of Thrones,
Harry Potter,
Hobbit,
Hogwarts,
Hunger Games,
Middle Earth,
Panem,
Serenity,
TARDIS,
The Land of Oz
7 Kasım 2013
Yaban Koyununun İzinde
Yaban Koyunun İzinde (A Wild Sheep Chase) Haruki Murakami’nin 1982’de
yayımlanan üçüncü romanı ve başka dillere çevrilmesi için onay verdiği ilk
kitabı . Aslında bir üçlemenin, Fare Üçlemesi’nin (Trilogy
of the Rat) son kitabı olan Yaban Koyununun İzinde yazarın sürreal çizgisini
bulmaya başladığı ve hikâye anlatmanın zevkini keşfettiği eseri (bkz. yazarın
The Paris Review’e verdiği 2004 tarihli röportajı). Fare Üçlemesi’nin ilk iki
kitabının Türkçe çevirisi mevcut değil.
29 Ekim 2013
This Is the End
Bu sene kıyameti işleyen iki komedi filmi çıktı görücüye:
The World’s End ile This Is the End (Buraya Kadar) . İki yapımı ilk duyduğum
anda isimleri birbirlerine karıştırmış, o kafa karışıklığı ile de uzunca bir
süre hangi filmde kimin oynadığını oturtamamıştım zihnimde. O kafa karışıklığı
geçeli epey olduysa da bu iki filmden sadece This Is the End’i izleme fırsatı
bulabildim bugüne kadar. This Is the End’in
yönetmenliğini Hollywood’un gözde komedyenlerinden Seth Rogen ve Rogen’la daha
önce Superbad, Green Hornet ve Pineapple Express gibi filmlerde beraber
çalışmış Evan Goldberg üstlenmişler.
Etiketler:
Film,
James Franco,
Komedi,
Seth Rogen,
This Is the End
21 Ekim 2013
Elementary
Lucy Liu Amerika’nın egzotik güzellerinden. Hakkında egzotik
sıfatı kullanılan kişiye haksız bir ayrımcılık yapıldığı görüşüne katılsam
dahi, Liu’nun yıllardır kurduğu kariyeri ve sevimli duruşu egzotik sıfatının
onun için sadece güzelliğinin farklı bir yanını vurguladığını düşünüyorum. Çin asıllı ABD’li sanatçının yer aldığı en
son yapımlardan biri Elementary. BBC’nin başarılı yapımı Sherlock’a karşı yapılan bir Amerikan atağı olan dizi,
izledikçe kendini sevdiriyor ve Sherlock Holmes severler için apayrı bir
formatta çözülecek yeni suçlar ve gizemler vaat ediyor.
15 Ekim 2013
6 Ekim 2013
Marokkanische Teppiche und die Kunst der Moderne
Münih'teki Pinakothek der Moderne'de 5 Ocak'a kadar gezilebilecek Fas Kilimleri ve Modern Sanat sergisi (Marokkanische Teppiche und die Kunst der Moderne), günümüz sanatının kaynağına alternatif bir bakış sunuyor. Kadınlar tarafından işlenen bu kilimlerin çağdaş sanatçıları ve eserlerini nasıl etkilemiş olabilecekleri sorusu üzerine düşünerek gezdiğinizde göze çarpan detaylarda bugünün sanatından bir şeyler bulabilir, renklere hayran kalabilirsiniz. Şehirdeyseniz bir göz atın derim. Aşağıda bazı kilimlerin detaylarının fotoğraflarını bulabilirsiniz.*
30 Eylül 2013
Uçuç Böceği XIV
Eylül'ün Uçuç Böceği derlemesi benim çektiğim fotoğraflardan oluşuyor. Sırasıyla: Oscar'a aday olmuş en kısa kısa film olma özelliği taşıyan Fresh Guacamole (sevgili Gökçe'ye öpücükler.); Harry Potter özlemi; uçak kanadının arkadaşı bir ufak bulut; pembe gökyüzü; sahil gecesi; deniz canları.
23 Eylül 2013
Bir Demet Zeki Müren
Sanat Güneşi Zeki Müren'in ölümünün 17. yıl dönümü anısına daha önce görülmemiş fotoğraflarının yer aldığı bir sergi açıldı Bodrum Arkeoloji Müzesi'nde.
15 Eylül 2013
Now You See Me
29 Ağustos 2013
Orphan Black
8 Ağustos 2013
Uçuç Böceği XIII
Bu Uçuç Böceği'nde minimalist dizi posterleri bulacaksınız. Supernatural ve Doctor Who posterleri Risa Rodil tasarımları. Sanatçının internet sitesi için buraya tıklayın. Black Mirror'lar Mikie Daniel'in. Friends, Dexter, Six Feet Under ve Scrubs posterleri ise Albert Exergian'a ait. Exergian'ın modern dizi posterleri serisi için buraya tıklayabilirsiniz.
Etiketler:
Alternatif Poster,
Black Mirror,
Dizi,
Six Feet Under,
Supernatural,
Uçuç Böceği
4 Ağustos 2013
Avokado III
Ağustos avokadosu.
Avokado 1: 11. Doktor'a hayat veren Matt Smith'in, gönülçelen emektar dizi Doctor Who'dan ayrılacağı geçtiğimiz aylarda açıklanmıştı. San Diego'daki Comic-Con International'da kalp yaralayan vedalara imza attı Smith. Bugün BBC, 12. Doktor'u kimin canlandıracağını açıklayacak. Birleşik Krallık saatiyle akşam yedide yapılacak yarım saatlik özel yayınla yeni Doktor'u canlandıracak aktör duyurulacak dünyaya. Karmaşık hisler içindeyim.
Avokado 1: 11. Doktor'a hayat veren Matt Smith'in, gönülçelen emektar dizi Doctor Who'dan ayrılacağı geçtiğimiz aylarda açıklanmıştı. San Diego'daki Comic-Con International'da kalp yaralayan vedalara imza attı Smith. Bugün BBC, 12. Doktor'u kimin canlandıracağını açıklayacak. Birleşik Krallık saatiyle akşam yedide yapılacak yarım saatlik özel yayınla yeni Doktor'u canlandıracak aktör duyurulacak dünyaya. Karmaşık hisler içindeyim.
Etiketler:
Avokado,
Dizi,
Doctor Who,
Film,
İngiliz Edebiyatı,
John Fowles,
Kitap,
Oscar,
Sherlock
3 Ağustos 2013
19 Temmuz 2013
10 Temmuz 2013
Uçuç Böceği Özel: Game of Thrones Karakterleri
Tokyo'da yaşayan, Fransız asıllı grafiker Mike Wrobel'in en yeni çalışmaları, özellikle Game of Thrones severlerin ağzını sulandıracak cinsten. Sanatçı, GOT karakterlerinin yakın zamanlarda -80'li ya da 90'lı yıllar gibi- nasıl görünebilecekleri fikrinden yola çıkarak taht kavgalarını, grunge ve hip-hop tarzıyla yoğurmuş ve gangster draması görünümü vermiş. Wrobel'in çeşit çeşit film ve dizilerden esinlenen çalışmalarına bir göz atın. Sanatçının tumblr sayfası için buraya, tasarımlarını sattığı internet sayfası için buraya tıklayabilirsiniz.
7 Temmuz 2013
Lucky Man: A Memoir
Back to the Future en sevdiklerim listesinde en önlerdeyse, Marty McFly'ı canlandıran Michael J. Fox'un yeri de kalbimde doğal olarak daha bir farklı. Fox'un 2002 basımı, çok satan anı kitabı Lucky Man: A Memoir'ı (Şanslı Adam) okumaya seneler önce niyet etmiş olmama rağmen ancak geçtiğimiz günlerde fırsat buldum.
4 Temmuz 2013
2 Temmuz 2013
Londra II
Londra'nın üstü çoğunlukla bulutlarla kaplı olabilir; ama şehrin şimdiki zamanı ve geçmişi sokaklarında üstüste binince baka baka doyulamayacak güzellikte gökkuşakları -elbette ki farazi bunlar- oluşuyor. Yolu Londra'ya ilk kez düşen herkesin -turist,maceracı,meraklı,göçmen- görülecekler listesinde şehrin belli başlı değerli, ünlü ve görkemli yapıları olacaktır: birçok felaket filminde paramparça edilen Big Ben; ona, hemen yanında eşlik eden göz alıcı Parlamento Binası (Westminster Sarayı) -2009 yapımı filmde Sherlock Holmes'un pencerelerinden Thames Nehri'ne atladığı bina-; şehrin en yeni ama en az eskileri kadar ünlü üyesi London Eye; şehrin dört bir yanındaki hediyelik eşya dükkanlarındaki objelerin üstünü fotoğrafı,silüeti,kabartması ile süsleyen Tower Bridge ve İngiliz Kraliyet Ailesi'nin biricik evi Buckingham Sarayı. Her birinin şehrin imajına katkısı tartışılmaz olsa da, bu ünlü figürlerin arkalarında sıcacık, başka başka mekanlar, gezilecek görülecek sevilecek köşeler ve oturulup seyredilecek şehir manzaraları var. Bu satırların yazarı şehrin üstünü azıcık kazıyabilme şansına eriştiği için çok mutlu.
27 Haziran 2013
Misafir Var: İki Farklı Yorum
Geçtiğimiz ekim ayında Blog'da ilk misafiri ağırlamıştım. Bugün güzel insanım İzlem Görer'i konuk ediyorum. Sayın Görer, şiiri yazısının merkezine alarak yorum farklarından söz ediyor; fakat edebiyatın ve sanatın bütün dallarına uzayabilecek bir tartışma bu.
İki konuğumun da, Blog'da üstünde durmadığım -duramadığım- türler/konular üzerine yazılarının bu ufak köşeyi çeşitlendirmesinden duyduğum memnuniyeti dile getiremem. Daha fazla uzatmadan lafı İzlem'e bırakıyorum.
İki Farklı Yorum
Kemal Özer |
Edebiyatta
zaman içinde bir yapıtı çözümlerken, geleneksel 'klasik sorgulama biçimi'
değişmiş ve metnin ana fikri yerine metnin derin yapısındaki anlamı bulmaya
yönelik sorgulama biçimleri için farklı edebiyat kuramları ortaya çıkmıştır. Alımlama
estetiği ve okur merkezli kuram da bunlardan bir tanesidir. Bu kurama
göre, farklı okurlar yapıtı farklı biçimlerde metnin iç tutarlığına aykırı
olmayacak şekilde elde ettiği nesnel verileri birleştirerek kendi öznelliği
içinde yorumlamakta özgürdürler. Fakat "Eserin anlamını yazardan daha iyi
kimse bilemez. Eserin gerçek anlamı yazarın düşündüğü anlamdır." gibi
yerleşmiş yaygın bir düşünce kalıbı vardır bazı çevrelerce. Okur merkezli
kuram açısından yazarın nerede durduğu ya da metnin toplumsal-tarihsel
bağlamı konuları çok açık değildir. Bu kurama göre zaten yazarın konumunu sorgulama amacı güdülmesine gerek yoktur. Çünkü yazarın anlatmak istediği ile anlattığı şey her
zaman aynı olmayabilir. Ne demek istediğini açıklarken eksik söyleyebilir; kendisi de
yanılabilir. Yazarın eseri yazarken kafasında her zaman tek bir amaç bulunduğu
da iddia edilemeyebilir. Amacı, eseri yazarken değişebilir; bir takım aşamalardan
geçebilir.
Etiketler:
Ahmet Özer,
Edebiyat,
Eleştiri,
Görer,
Konuk Yazar,
Memet Fuat
23 Haziran 2013
5 Haziran 2013
#direngeziparkı
Hoş geldin Haziran. Benim şehrimin üstünde güneş daha yeni yeni gülüyor olsa da bize isminle bile ulaşman
büyük mutluluk! Bu vakitlerde yüreğimde umut var! Direniş bana umut veren. Gezi Parkı'ndaki eylemlerle başlayan süreç hayal edilmesi önceden olanaksız bir kardeşlik havasına soktu bütün ülkeyi. Ülke sınırı içinde olsun olmasın, kalbi özgürlükte yatan herkesin tüm ilgisi önce İstanbul'daydı. Direnişin öteki şehirlere sıçraması uzun sürmedi. Ayaklanan halka eşlik etmek için her şehirde nöbetteydi polisler. Biber gazları, copları, TOMA'ları ve tazyikli sularıyla yıldırmaya vurdular. Ama yıldıramadılar. Tayyip kaçtı.
büyük mutluluk! Bu vakitlerde yüreğimde umut var! Direniş bana umut veren. Gezi Parkı'ndaki eylemlerle başlayan süreç hayal edilmesi önceden olanaksız bir kardeşlik havasına soktu bütün ülkeyi. Ülke sınırı içinde olsun olmasın, kalbi özgürlükte yatan herkesin tüm ilgisi önce İstanbul'daydı. Direnişin öteki şehirlere sıçraması uzun sürmedi. Ayaklanan halka eşlik etmek için her şehirde nöbetteydi polisler. Biber gazları, copları, TOMA'ları ve tazyikli sularıyla yıldırmaya vurdular. Ama yıldıramadılar. Tayyip kaçtı.
25 Mayıs 2013
Casanova
BBC’nin 2005 yapımı mini dizisi Casanova’da çapkın baş
karakterin gençliğini David Tennant, yaşlılığını da usta oyuncu Peter O’Toole
canlandırıyor. Dizi üç bölümden oluşuyor
ve her bölümün senaryosu Doctor Who’nun
eski baş yazarı Russell T. Davies’ın imzasını taşıyor. Dizinin Amerikan yapımı, başrolünde Heath
Ledger’ın oynadığı Casanova filmi ile aynı yılda seyirciyle buluşması tesadüf
mü yoksa Casanova’nın 280. doğum yılını kutlama amacı mı güdülmüş emin değilim;
fakat Tennant’ın Casanova’sı benim favorim.
Etiketler:
BBC,
David Tennant,
Dizi,
İngiliz Televizyonu,
Russell T. Davies
22 Mayıs 2013
Virginia Woolf III
Mîna Urgan hiç süphesiz Türkiye'nin en önemli akademik insanlarından. Urgan'ın 1995 yılında yayınlanan Virginia Woolf adlı, Woolf'un hayatını ve eserlerini anlatan ve inceleyen kitabı hakkında bu yazı.
Etiketler:
İnceleme,
İngiliz Edebiyatı,
Kitap,
Mina Urgan,
Virginia Woolf
12 Mayıs 2013
Sherlock
BBC’nin Sherlock’u Sir Arthur Conan Doyle’un klasik kahramanı
Sherlock Holmes’u güncel zamana uyarlayan başarılı bir mini dizi. Sherlock’un
yaratıcıları Mark Gatiss –kendisi ayrıca dizide Sherlock’un ağabeyi Mycroft
Holmes rolünü üstlenmiş durumda- ve Steven Moffat İngiliz televizyonunda
ağırlığı olan saygıdeğer isimler. Moffat ve Gatiss aynı zamanda Docto Who (BBC)
yazarları arasındalar. Moffat üç senedir
Doctor Who’nun baş yazarlığı görevinde.
5 Mayıs 2013
Uçuç Böceği XII
2 Mayıs 2013
Flight
Zemeckis’e olan hayranlığımı pek çok ay önce dillendirmiştim
burada. Geçtiğimiz günlerde ise sonunda yönetmenin canlı aksiyona (live
action) geri döndüğü son filmi
Flight’ı izleme şansı buldum -2000’de çektiği Cast Away’dan sonra sadece
animasyonlarla konuk olmuştu sinemalara Zemeckis-. Flight’taki rolü Whip
Whitaker ile Denzel Washington Altın Küre ve Oscar’da En İyi Erkek Oyuncu
dalında aday gösterilmişti.
30 Nisan 2013
Doctor Who
Duygusal fırtınama yakalanmadan önce Doctor Who’dan
bahsetmeli. Dünyanın en uzun soluklu bilim kurgu dizisi olan Doctor Who 1963’te
televizyona doğuyor. Gallifrey gezegeninden gelme gizemli uzaylı Doktor’un
zaman ve uzayda maceralarını konu alan dizi, 1989’da iptal ediliyor. 1996’da
bir televizyon filmi ile kısa bir dönüş yapan Doktor, televizyona uzun soluklu
olarak 2005’te geri getiriliyor. Russell T. Davies’in ekranlara döndürdüğü
Doctor Who, 2005’te yayınlanan ilk bölümü Rose’dan itibaren bağımlılık yaratan
muhteşem bir diziye dönüşüyor. Yeni Doctor Who’nun ilk serisinde Doktor’u
Christopher Eccleston, devamında ise David Tennant canlandırdı. Doktor’dan
bahsederken kendisinin yenilenme geçirerek farklı bir vücutta hayatına devam
edebildiğini de belirtmek gerek. An itibariyle ekranda on bir farklı doktor
izlemiş bulunuyoruz. Dizinin güncel sezonunda Doktor’u Matt Smith
canlandırıyor.
27 Nisan 2013
Secret Diary of a Call Girl
Secret Diary of a Call Girl, Billie Piper'ın canlandırdığı
Londralı, eğitimli ve yüksek ücretli telekız Belle'in maceralarını konu
ediniyor. Dizi, Belle De Jour rumuzu altında yayımlanan romandan uyarlanma.
2003 yılında yayımlanan kitap kısa zamanda üne kavuşunca -gerçek adını ancak
yıllar sonra 2009'da açıklayacak olan Belle De Jour- maceraları hakkında
yazmaya devam eder. Kitapları okumadım; ama size dizi hakkında yazabilirim.
Etiketler:
Billie Piper,
Dizi,
İngiliz Televizyonu,
Secret Diary of a Call Girl
26 Nisan 2013
Avokado II
Avokado 1: Bulut Atlası adlı güzel romanın film uyarlaması Bulut Atlası (2012) tarafımdan hiç sevilemedi. Filmin hikâyesinin –ki o hikâye birçok alt hikâyeyi barındırıyor- bilindik işlenişine renk katsın diye ayarlanmış hissini veren kurgusundan, mesaja arka dursun diye aynı aktörleri bütün hikâyelerde kullanma kararının yarattığı makyaj felaketine birçok kusuru olan bir film Bulut Atlası. Kitap hakkında yazdım geçen gün, yazıyı okumak isterseniz tıklayın.
Etiketler:
Arrested Development,
Avokado,
Broadchurch,
Bulut Atlası,
Dizi
24 Nisan 2013
Bulut Atlası
İngiliz yazar David Mitchell'ın romanı Bulut Atlası, altı farklı yer ve
zamanda karşımıza çıkan kurmaca karakterler üzerinden insanlık tarihinin bir
haritasını çiziyor. Bu harita içine katılan metafiziksel öge ile epik bir dünya
tarihi atlasına dönüşüyor ve okuyucuyu insanı insan yapan birçok unsur hakkında
düşünmeye davet ediyor. Altı yüz küsur sayfada altı farklı kısımda 19.
Yüzyıldan başlayan ve gelecekte bilinmeyen tarih sonrası çağlara uzanan kurmaca
bir gidişata tanık oluyoruz. Kitabın arka kapağına ulaşıldığında ise kalpte bir
korku kalıyor; içten içe bu kurmaca gidişatın gelecekte insanlığın başına
geleceklerden çok farklı olmayabileceği hissiyatı insanı ürpertiyor.
Etiketler:
Bulut Atlası,
David Mitchell,
İngiliz Edebiyatı,
Kitap
22 Nisan 2013
Much Ado About Nothing
Whedon’ın yaratıcı zihni yeni şeyler denemeye ve yeni zorluklar
aşmaya dayanamıyor. 2012’de The Avengers gibi büyük ve şaşaalı bir filmle
karşımıza çıkan Joss Whedon bu sene bir Shakespeare uyarlaması olan Much Ado
About Nothing (Kuru Gürültü) ile şenlendiriyor bizi. Kuru Gürültü, 32. İstanbul
Film Festivali programında da kendine yer buldu.
10 Nisan 2013
1 Nisan 2013
Uçuç Böceği Özel: Yeşilçam
İstanbul Film Festivali Onur Ödülleri, festivalin Açılış Töreni'nde dağıtıldı. Lale Belkıs, Ediz Hun'dan aldı ödülünü. Yeşilçam'ın kötü kadını, ödülünü ayakta tek başına duran ve savaşan bütün kadınlara adadı. Ediz Hun'u görmek her zaman güzel. Ödül sahipleri hakkında detaylı bilgi için buraya tıklayın.
Ben de -duygusallaşmış olacağım- hazırlamayı planladığım Uçuç Böceği'ni Yeşilçam'a adadım bu sefer. Büyürken, televizyonda rast geldiğimiz birkaç filmin posterlerini bulacaksınız aşağıda. Filmlerin hepsi 1970'lerden.
Tatlı Meleğim, 1970 Yönetmen: Mehmet Dinler* |
Etiketler:
Atıf Yılmaz,
Ediz Hun,
Ertem Eğilmez,
Film,
Kadir İnanır,
Kemal Sunal,
Metin Akpınar,
Münir Özkul,
Orhan Aksoy,
Poster,
Sadri Alışık,
Türk Sineması,
Türkan Şoray,
Yeşilçam,
Zeki Alasya
25 Mart 2013
Gizli Kapı
Google Earth'ün sizi sadece ilginç köşelere götürdüğünü hayal edin. Şimdi hayal etmeyi bırakıp, buraya tıklayabilirsiniz. The Secret Door, dünyanın dört bir köşesinde eğlenceli ve ilginç manzaraların keyfini çıkarmaya götürüyor sizi. Rengarenk bir mağazadan çıkıp ormanlık alanda bulabiliyorsunuz kendinizi.
17 Mart 2013
Kinyas ve Kayra
Hakan Günday'ın ilk romanı Kinyas ve Kayra yeraltı edebiyatının ilgi çekici örneklerinden. Gerçi romanı türlemek -türüne yerleştirmek- başkarakterler Kinyas ve Kayra'nın nefret dolu bakışlarına maruz kalmama sebebiyet verebilecek kadar ucuz bir kategorize etme yöntemi. İnsanları milletlerine, derilerinin rengine göre ayırmaktan bir farkı olmadığı da tartışılabilir. Bu tür karşı-düşünceler ise romanın okuyucunun üzerinde yarattığı ya da yaratacağı ötekilik hislerini destekler nitelikte olduğundan bu yazıya da uygun düşer diye düşünüyorum.
Etiketler:
Hakan Günday,
Kinyas ve Kayra,
Kitap,
Roman,
Yeraltı Edebiyatı
14 Mart 2013
Broadchurch
İngiliz televizyonu yeni bir dizi ağırlıyor şu aralar: Broadchurch. Diziye ilgimi çeken birincil öge hiç kuşkusuz Dedektif Alec Hardy rolündeki David Tennant. 10. Doktor ve güzel insan Tennant'ın adından sonra ise Broadchurch'ın yaratıcısı Chris Chibnall'a kulak kabartılabilir. Chibnall, Doctor Who ve Torchwood'da yazarlık yapmış bir isim.
Etiketler:
Broadchurch,
Chris Chibnall,
David Tennant,
Dizi
12 Mart 2013
Bir Yıl
Blog açılalı tam bir sene oldu bugün. Güzel, koca bir sene. Filmler, diziler izlendi; kitaplar okundu; güzelliklere hayran kalındı; gezildi ve yazıldı. Sanırım artık büyük bir heyecanla ilk defa yazıda itiraf etmeli: Hayallerim, Delorean ve Sen'i çok seviyorum. Birçok insanın farklı platformlarda, değişik formlarda kendilerine yer ayırabildikleri şu zamanlarda benim köşemin burası olduğunu bilmek, etrafı birazcık olsun çeşitlendirebildiğime inanmak ve Blog'u canlı tutmanın omuzlarımda yarattığı keyifli yükü hissetmek güzel. Bu küçük köşeyi döşerken beni destekleyen dostlara kocaman ve yürekten teşekkürler. İyi ki varsınız.
28 Şubat 2013
Avokado I
Zihnim bir çölden farksız hissettiriyor bu aralar. Tam ağzını açıp benimle konuşacak derken suratını asıp kafasını çeviriyor öbür tarafa. Bu kuraklık sevgili blog'u da etkiliyor ister istemez. Güncellemeler seyrekleşiyor, sessizlik çoğalıyor. Böyle dönemlerde kendimle savaşmak adına bir cephe açmaya karar verdim. Tek bir konu başlığının altına uzun uzun yazmak zor olduğunda birçok konu hakkında kısa kısa yazmayı görev bileceğim kendime. Böyle bir denemeyi Bunları seviyorum. adlı iletimde yapmıştım. O iletiyi şu anda geliştirmekte olduğum yeni bir serinin kaba taslağı olarak almak yanlış olmayacaktır. Bu yeni seriye Avokado adını veriyorum. Haydi başlayalım o zaman.
24 Şubat 2013
Pazar Rüyası
Onlarca yıl sonra reşit olan her öğrenciye yaşıtlarıyla ayrı
eve çıkma izni ve bursu verilecek. En başta cazip görünen bu sistem pratikte
çok farklı sonuçlar doğuracak. Dünyanın her yerinde oluşturulacak öğrenci
evlerinin açılamayan tek bir kapısı olacak. Bu kapının ardındakiler bir zaman
gizemini koruyacak; fakat meraklı bir grup kapıyı zorlayacak. Açılan kapının
ardında kendi dairelerine benzeyen ama daha ufak bir ev bulacaklar. İlk önce
kendi dairelerinin uzantısı olan yeni bir kısım bulduklarını düşünerek
sevinecekler. Ardından keşfedilen dairenin sahibi varacak mekâna. İri yarı,
yavaş ama korkutucu adımlar atan ve kaşları çatık adam öğrencileri korkutacak.
Ve bu adam koridorun sonunda, kapı eşiğinde duran korkmuş öğrencilere gözünü
kırpmadan bakacak. Öğrenciler ise bu bakışlara yenik düşecek, kapıyı kapatacak
ve sağlama alacaklar. Bu kapının bir daha açılmaması gerektiğini hissedecekler.
Ve haklı olacaklar. Karşılaşmaları dünyaya yayılacak ve kendi evinde yaşayan
her bir öğrenci o kapıdan rahatsızlık duyacak. Daha tedbirli olacaklar.
Banyodan odalarına çıplak koşmayacaklar ya da evde yalnızken sarhoş
olmayacaklar. Bu kapılar onların ipleri olacak ve güzel öğrenciler kapının
ardındaki kötü adamın kuklası olacaklar.
23 Şubat'ı 24'üne bağlayan gecenin rüyası.
21 Şubat 2013
Uçuç Böceği XI
Aşağıda Joe Webb'in gönül çalan kolajlarını bulacaksınız. Sanatçının Magritte'ten izler ve apaçık göndermeler taşıyan eserlerini incelemesi eğlenceli. Daha fazlasını görmek için buraya tıklayın.
Kissing Magritte |
15 Şubat 2013
10 Şubat 2013
Lincoln
Spielberg’in yapmayı bildiği bir şey var ise, o da
beyaz perdede devasalaşan masallar anlatmak olmalı. Yönetmenin filmlerinde
kurduğu dramatik çatı çoğunlukla bana ağır gelse bile, belli anlarda içimdeki o
epik hisleri barındıran kutuyu tırmalayan sahneleri ve diyalogları ile
yönetmenin filmleri çoğu zaman bir yer buldu bu kalpte. 1971’de çektiği The Duel’la
yüzsüz korkulara bir yenisini tır formunda eklediğinden beri onlarca işe imza
attı. Adı fantezi ve bilim-kurgu sevenlerin saygıyla andığı bir sinema dahisi
oldu. Indiana Jones, E.T., Kaptan Hook, T-Rex, Spielberg’in vizyonuyla
şekillenen ünlü beyaz perde simaları. Spielberg’in
yeni projelerinin haberleri geldiğinde kamuoyunda heyecan çarpıntıları oluşması
kaçınılmaz. Son filmi Lincoln ile de yönetmen bu seneki ödül maratonunda ön
saflarda koşuyor. (Bkz. Oscar Adayları)
Etiketler:
Film,
Lincoln,
Sinema,
Steven Spielberg
3 Şubat 2013
Londra I
Londra'nın gerçekliğinden kuşku duymak ne haddime! Ama yıllardır sadece kitaplardan okuduklarım, dergi, gazetelerden ve bilgisayar ekranlarından gördüklerimle kafamda yarattığım şairler Londra'sı hiç kuşkusuz masalsı bir niteliğe bürüneli çok oluyor. Woolf''un Londra kadınları, Dickens'ın yokluk insanları ve Ackroyd'un mistik Doktor Dee'si, Londra'da bana eşlik ettiler. Harry Potter uzaklarda bir diyarda -en az zümrüt yeşili şehir kadar uzak mıdır?- bu şehirde sürükledi ayaklarını ve King's Cross'tan bindi Hogwarts trenine. Ne romantik komedilere ve dramlara sahne oldu tuğla duvarlı evleri. Bu zenginlik ile büyüdü gözlerim ve şaşkınlığım. Londra ile ilk tanışmam gerçekleşti; azı ve çoğu ile bu şehir bütün o kurgulardaki gibi görkemli. Önümüzdeki zamanlarda hakkında yazabilirim, şimdilik Londra sokaklarında gezenlerin rast gelebileceği sokakların fotoğraflarını paylaşıyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)