Supernatural 2005’ten beri yayınlanan oldukça popüler bir
fantastik dizi. Kendini güncel çerçöp fantastik dizilerinden ayıran birçok
özelliğe sahip Supernatural, özellikle türe düşkünlüğü olan izleyiciler için değerli
bir seri.
Olaylar dizisi, Sam ve Dean Winchester kardeşlerin doğaüstü
varlıkları avlamaları üzerine kurulu. Gilmore Girls izleyenlerin diziden
hatırlayacakları Jared Padalecki ile Jensen Ackles, Winchester Kardeşler
rolündeler. Sekiz sezondan sonra ikilinin doğru seçim olduğu konusunda şüpheye
yer yok. Ackles ve Padalecki’nin dizideki kimyaları olağanüstü.
Öyküyü kısaca özetlemek gerekirse: İki kardeş annelerini
çocuk yaşta doğaüstü bir varlığa kaybederler. Baba Winchester bu varlığı
bulmaya yemin eder. Çocukları avcı olarak yetiştirir. Avcılar, çocuklara
korkmamaları öğütlenen canavarların yerlerini tespit edip, onları avlarlar. İş
tehlikeli ve yorucudur.
Dizi boyunca duygusal yük her iki kardeşin omuzlarına dağıtılıyor.
Karakterleri derinlemesine incelemeye çalışan ve canavarlarla uğraştıkları birçok
zor durumda bu insanların iç dünyalarına bakmaya çalışan senaryo, sekiz sezon
boyunca kendini oldukça tekrarlar gözükse de dizinin olağan seyrinde izleyiciyi
bıktırmıyor. Tekrar yapan diyaloglar ise baş rollerdeki oyuncuların karizmaları
ile daha az rahatsız edici oluyorlar. Winchesterları, içlerini dökerken ya da
birbirleriyle ilgili kuşkularını dillendirirken izlemek kendi hayatlarımızda
binlerce kez tekrarlamaktan bıkılan şikayetleri, mutsuzlukları ve hayal
kırıklıklarını hatırlatıyor. Supernatural, her başarılı fantastik yapıtın yapabilmesi
gerekeni ustalıkla yapıyor: Bizi gerçek dünyadan koparmaya yetecek kadar
olağanüstü olmakla beraber, kendimizi karakterlerle özdeşleştirebilecek kadar
gerçek olabilmeyi başarıyor.
Dizinin bir başka çekici yanı ise seyirciyle tanıştırılan
farklı farklı canavar türlerinin kökenlerini insanlık tarihin dayaması. Supernatural
canavarları, günümüze kalan birçok
efsanenin, kutsal kitabın, sözlü ve yazılı hikayelerin doğaüstü varlıklarından geliştiriliyor.
Özellikle farklı mitolojilere dayandırılan canavarlar favorilerim arasında. Dizinin yaratıcısı Eric Kripke’nin vizyonuyla başlayan ve
yıllar boyunca gelişen yapım oldukça komik diyaloglara ve popüler kültür
referanslarına sahip. Supernatural, son senelerde oluşturulan
romantikleştirilmiş canavar resmini eleştirmeyi ise kendine bir görev biliyor. Dördüncü
sezondan itibaren oldukça yenilikçi ve izlemesi keyifli birçok cesur ve komik
bölüme imza atılıyor.
SPN’den bahsedildiğinde ardından Winchesterların
kullandığı 1967 model Impala’dan bahsetmemek olmaz. Amerika’nın yüzlerce farklı
yerindeki vakalara bakmak için Impala ile yola çıkıyor Dean ve Sam. Impala’nın içinde
çoğunlukla Dean’ın çok sevdiği klasik rock şarkıları dinleniyor.
Müzik, Supernatural’ın önemli bir parçası. Aksiyon
sahnelerinde, bölümün girişinde verilen özet kısmında ve yeri geldiğinde
oldukça nükteli ya da duygusal bir şekilde kullanılan
müzikler, dizinin karizmasını yaratmakta ve izleyiciyi mest etmekteler. AC/DC,
Metallica, Kansas, Lynyrd Skynyrd oldukça sık kullanılanlar arasında.
Supernatural’da müzik hakkında daha fazlası için bu linke göz atabilirsiniz.
Supernatural'in dokuzuncu sezonu Ekim'de yayınlanacak. O vakte kadar önceki sekiz sezonu izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder