Hayallerim, Delorean ve Sen: Lincoln

10 Şubat 2013

Lincoln

Spielberg’in yapmayı bildiği bir şey var ise, o da beyaz perdede devasalaşan masallar anlatmak olmalı. Yönetmenin filmlerinde kurduğu dramatik çatı çoğunlukla bana ağır gelse bile, belli anlarda içimdeki o epik hisleri barındıran kutuyu tırmalayan sahneleri ve diyalogları ile yönetmenin filmleri çoğu zaman bir yer buldu bu kalpte. 1971’de çektiği The Duel’la yüzsüz korkulara bir yenisini tır formunda eklediğinden beri onlarca işe imza attı. Adı fantezi ve bilim-kurgu sevenlerin saygıyla andığı bir sinema dahisi oldu. Indiana Jones, E.T., Kaptan Hook, T-Rex, Spielberg’in vizyonuyla şekillenen ünlü beyaz perde simaları.  Spielberg’in yeni projelerinin haberleri geldiğinde kamuoyunda heyecan çarpıntıları oluşması kaçınılmaz. Son filmi Lincoln ile de yönetmen bu seneki ödül maratonunda ön saflarda koşuyor. (Bkz. Oscar Adayları)

Abraham Lincoln’ın köleliği kaldırtacak tasarıyı kongreden oy birliği ile geçirmeye çalışmasını odağa  alan film sürprizsiz ve durağan. Yönetmenin bu sefer ki baş karakteri adını tarihe altın harflerle yazdırmış büyük bir isim olduğundan, Spielberg onu yüceltmekten hiç çekinmemiş. Abraham Lincoln insanlık tarihini etkileyen önemli bir figür ve onu Daniel Day Lewis’in göz dolduran oyunculuğu ile perdede izlemek keyifli. Lewis’e eşlik eden oyuncu kadrosu da bir o kadar etkileyici; fakat bütün bu pozitif unsurlar Lincoln’u bir bütün olarak etkileyici bir film yapmayı başaramıyorlar. Spielberg etkilendiği hikâyeleri anlatmaya devam ediyor; fakat ortada yadsınamayacak derecede farksız ve orta karar bir film var. Genel beğeniyi tutturacak bir filmin nasıl yapılacağı tarifi ile yola çıkmış, göreceli deneyimsiz bir yönetmene teslim edilen iyi oyuncular ve yapımcılar ile ortaya çıkmış gibi gözüken Lincoln, yönetmenin en iyi listesine girmekten çok uzak.
Lincoln'ün ödül listesi ise ne kadar uzayacak göreceğiz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder