Yönetmeni
meslektaşlarından ayıran en büyük özelliği Ortodoks Yahudi camiasının içinden
çıkma ilk kadın yönetmen olması. Modern teknolojinin sunduğu imkânların birçoğunun reddeden Hasidik
mezhebinin içerisine bir bakış atan ve dış dünyaya, bu kapalı toplumu gösteren
ilk film olma özelliğini taşıyan Fill the Void, ablasının hamileyken ani ölümü
üzerine, ablasının kocası ile evlenmesi istenilen Shira’nın hikâyesini
anlatıyor. Gerçekleşmesi için Shira’nın
da rızasının alınması gereken bu evliliğin genç kadının üzerinde yarattığı
tedirginlik, korku, çekingenlik ve içine düştüğü ikilem filmin belkemiğini
oluşturan çatışmalar. Bu iç çatışmanın mekânı ise beyazperdede görmeye alışık
olduğumuz arka planlarda geçmek yerine, Ortodoks Yahudi bir ailenin evinde
geçiyor. Karakterlerin dışında perdede devleşen, değerli hazineleri var Fill
the Void’in: Ortodoks Yahudilerinin günlük hayatı, yaşayışı, gelenekleri,
farklı bayramları, kültürleri, sofra alışkanlıkları vb.
Kurgu, karakter gelişimi ve genel üslubuyla kendine yüksek
bir not alamayacak olan filmin akıllarda kalmasını sağlayan en büyük unsur hiç
kuşkusuz hikâyesini Hasidik mezhebe mensup olanların üzerine kurması.
Bu seneki Münih Film Festivali’nde filmin prömiyerine
katılan yönetmen Burshtein, filmden sonraki söyleşi kısmında, filmin aldığı
tepkilerden oldukça hoşnut olduğunu söyledi. Kendi insanlarını dünyaya tanıtma
ve onları daha az ötekileştirilme yolunda ufak bir adım atmış olmaktan duyduğu
mutluluğu da ekledi konuşmasına. Söyleşi başlar başlamaz söz alan yaşlı bir
kadının dinde aşırılığın en büyük tehlike olduğu konusundaki görüşüne saygıyla
yanıt verdi. 3000 yıllık Yahudi geçmişine göndermede bulunarak, kendi
insanlarının arasında bulunduğunu hissettiği bir eskilik ve bilgelik durumunun
altını da çizdi. Dinine, dinin beraberinde getirdiği yaşayış tarzına ve oluşan topluluğa sevgisi her cümlesinden sezilen yönetmenin, laik bir ailede yetiştiğinin ve cemaate 20'li yaşlarının sonlarında dahil olduğunun altını çizmekte fayda var. Böylece hem içeriden olduğunu hem de bir dış perspektife sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Hasidik cemaatinin üyelerinin filmi izleyip izlemediği sorusuna ise bir kısmının meraktan gizlice sinemalarda izlediğini bildiğini; fakat çoğunluğunun izlemeyeceğini belirtti. Bu filmin onları anlattığını fakat hedef kitlesinin dış dünya olduğunu da ekledi.
Sıcakkanlı bir kadın izlenimi oluşturan Burshtein’ın filmi, salondaki birçok insanı derinden etkiledi. Eşsiz bir sanat eseri değil Fill the Void; fakat bize gösterilmeyeni göstermesi açısından önemli bir eser ve duygu yüklü bir dram filmi. Oyunculuklar da oldukça başarılı. İzleyin derim.
Rama Burshtein |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder