Hayallerim, Delorean ve Sen: Atıf Yılmaz & Woody Allen

20 Ekim 2012

Atıf Yılmaz & Woody Allen

Atıf Yılmaz

Atıf Yılmaz'ı Woody Allen'a benzetirim. Eğreti bir benzetme gibi görünebilir bu, evet; fakat ikisinin de çok üretken yönetmenler olduğu - Woody Allen hemen hemen her sene bir film çekiyor; Atıf Yılmaz ise vaktinde aynı yıl içerisinde altı film çekmiş - tartışılamaz. Farklı şeyler denemekten çekinmediklerini, yenilikçi ve şaşırtıcı filmlerinden biliyoruz (Bkz. Woody Allen'ın Every Thing You Always Wanted to Know About Sex * But Were Afraid to Ask'ı ve Atıf Yılmaz'ın Arkadaşım Şeytan'ı ya da Aaah Belinda). Hem Yılmaz'ın, hem de Allen'ın filmlerinde kadınların özel yerleri vardır. Aynı aktris ile birçok defa çalışırlar ve bu aktrislerin alametifarikaları olur ikisi de. Mesela Müjde Ar ve Türkan Şoray, Atıf Yılmaz'ın; Diane Keaton ve Mia Farrow ise Woody Allen'ın birçok filminde çıkarlar karşımıza. Allen'ın kalemine karşın, Atıf Yılmaz'ın senarist kimliğinden söz edebiliriz. En nihayetinde ortak paydaları olarak sıralayabileceğim bu özellikleri dışında, son olarak ikisinin de çok sevdiğim insanlardan olmaları var.
Çok uzun zaman önce okumuştum Woody Allen'ın Tanrı adlı oyununu. "Tanrı" tek perde komedi. Oyun içinde oyun barındıran, eğlenceli tezleri ve esprileri ile gülümseten bir oyundu. Filmlerinden tanıdık olduğumuz Woody Allen dinamiği oyunda hissediliyordu ve son sayfaya nasıl gelindiği anlaşılamıyordu. Kitapta Tanrı ve Özgürlük birincil olmak üzere, birçok konuya dokunuyor Woody Allen. İncecik bir kitap; bir yerlerden edinip, bir öğleden sonra okuyup, akşamda okumuş olduğunuzdan memnun olarak uykuya dalabilirsiniz.
Gelelim Atıf Yılmaz'a. (Aslında bu yazıyı tamamen ona ayırmak istemiştim; fakat yazmaya başladığımda Woody Allen çıktı yeryüzüne. Ortaya karışık oldu.) Atıf Yılmaz kuşkusuz Türk sinemasının mihenk taşlarından. Filmografisindeki 113 filmi ve 50 yılı aşkın sinema hayatı ile birçoklarının kalbine dokunmuş değerli bir insan. Selvi Boylum Al Yazmalım Türk sinemasında efsane statüsündedir. Atıf Yılmaz’ın filmleri ve filmlerindeki kadınları ilham kaynağı olmuşlardır.
Woody Allen
Benim Atıf Yılmaz’ın sineması ile kişisel yolculuğum bir hayli yoğundu. Sınır tanımaz bakış açısı ile her filminde şaşırtıyordu beni. Arkadaşım Şeytan’da şeytana pabucunu gerçekten ters giydiriyordu! (Şimdi izleyince en amatör işi özel efektle çekilmiş bu sahne alkışı hak ediyor!) Aaah Belinda’da fantastik sinemaya göz kırpıyor, Hayallerim, Aşkım ve Sen’de ise kurgu ile bir oyuncakmış gibi oynuyordu. Kariyerinin ilk dönem filmlerini izleme şansı yakalayamamış olsam da, izlediklerim benim üzerimde derin etkiler bıraktılar. Müjde Ar’a bütün hayranlığım Atıf Yılmaz’ın filmlerindeki rollerinden doğmadır. Yılmaz’ın filmlerindeki Beyoğlu bana akan zamanın mekânları nasıl da yıprattığını hatırlatır.
Onca şey öğrendim anlayacağınız onun filmlerinden. Şimdi Atıf Yılmaz’ı tanımaya, araya kamerasını, sahnelerini, oyuncularını sokmamaya karar verim. Elime ilk geçen kitap ‘Rejisör:Atıf Yılmaz’ oldu. –Bundan sonra kısaca Rejisör diyeceğim kitaba.- Rejisör, Atıf Yılmaz’ın 1952 tarihinden itibaren verdiği birçok röportajı barındıran; hem yönetmene yakından bakmamıza ve kendi ağzından sanatını anlamamıza fırsat veren, hem de Türk sinemasının gelişimini ve dolambaçlı yollarını sektörün içinde önemli bir yere sahip olan Atıf Yılmaz’dan dinlememizi sağlayan güzel bir kitap. Kitabı derleyen isim ise Müjde Arslan. Müjde Arslan, yazıları ve kitaplarıyla Türkiye sinemasına önemli katkıda bulunan, filmleri uluslararası festivallerde gösterilmiş önemli bir yazar,senarist,yönetmen. Önsözde  Yılmaz’ın geçmişini araştırma aşamasında yaşadığı zorluklardan bahsediyor. Arşivde onu aramanın zorluğundan. Elimizdeki kitap büyük bir emeğin ürünü; ayrıca büyük bir Atıf Yılmaz sevgisinin.
Kitabın içeriğine dönecek olursak: Yılmaz’ın sinemaya yaklaşımı kesinlikle ilgi çekici. Arslan’ın da önsöz de altını çizdiği gibi, Yılmaz’ın sinemayı anlatışı onun alandaki ağırlığının yanında hafif ve ciddiyetsiz duruyor. Buna karşın karşımızda hem halk hem kendi için sürekli üreten, sektörün iyileşmesi için eleştiren ve hareket eden, toplumu analiz edebilen ve yaşadığı toprağın dramını da komedisini de yakılamaya çalışan Rejisör duruyor.
Ben Rejisör’ü pek bir seviyorum. Kitaba davet ederim herkesi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder