Atıf Yılmaz |
Atıf Yılmaz'ı Woody Allen'a benzetirim. Eğreti bir benzetme gibi
görünebilir bu, evet; fakat ikisinin de çok üretken yönetmenler olduğu - Woody
Allen hemen hemen her sene bir film çekiyor; Atıf Yılmaz ise vaktinde aynı yıl
içerisinde altı film çekmiş - tartışılamaz. Farklı şeyler denemekten
çekinmediklerini, yenilikçi ve şaşırtıcı filmlerinden biliyoruz (Bkz. Woody
Allen'ın Every Thing
You Always Wanted to Know About Sex * But Were Afraid to Ask'ı ve Atıf
Yılmaz'ın Arkadaşım Şeytan'ı ya da Aaah Belinda). Hem Yılmaz'ın, hem de
Allen'ın filmlerinde kadınların özel yerleri vardır. Aynı aktris ile birçok
defa çalışırlar ve bu aktrislerin alametifarikaları olur ikisi de. Mesela Müjde
Ar ve Türkan Şoray, Atıf Yılmaz'ın; Diane Keaton ve Mia Farrow ise Woody
Allen'ın birçok filminde çıkarlar karşımıza. Allen'ın kalemine karşın, Atıf
Yılmaz'ın senarist kimliğinden söz edebiliriz. En nihayetinde ortak paydaları
olarak sıralayabileceğim bu özellikleri dışında, son olarak ikisinin de çok
sevdiğim insanlardan olmaları var.
Çok uzun zaman önce okumuştum Woody Allen'ın Tanrı adlı oyununu. "Tanrı" tek perde komedi. Oyun içinde oyun
barındıran, eğlenceli tezleri ve esprileri ile gülümseten bir oyundu.
Filmlerinden tanıdık olduğumuz Woody Allen dinamiği oyunda hissediliyordu ve
son sayfaya nasıl gelindiği anlaşılamıyordu. Kitapta Tanrı ve Özgürlük birincil
olmak üzere, birçok konuya dokunuyor Woody Allen. İncecik bir kitap; bir yerlerden
edinip, bir öğleden sonra okuyup, akşamda okumuş olduğunuzdan memnun olarak
uykuya dalabilirsiniz.
Gelelim Atıf Yılmaz'a. (Aslında bu yazıyı tamamen ona ayırmak
istemiştim; fakat yazmaya başladığımda Woody Allen çıktı yeryüzüne. Ortaya
karışık oldu.) Atıf Yılmaz kuşkusuz Türk sinemasının mihenk taşlarından.
Filmografisindeki 113 filmi ve 50 yılı aşkın sinema hayatı ile birçoklarının
kalbine dokunmuş değerli bir insan. Selvi Boylum Al Yazmalım Türk sinemasında
efsane statüsündedir. Atıf Yılmaz’ın filmleri ve filmlerindeki kadınları ilham
kaynağı olmuşlardır.
Woody Allen |
Benim Atıf Yılmaz’ın sineması ile kişisel yolculuğum bir hayli
yoğundu. Sınır tanımaz bakış açısı ile her filminde şaşırtıyordu beni.
Arkadaşım Şeytan’da şeytana pabucunu gerçekten ters giydiriyordu! (Şimdi
izleyince en amatör işi özel efektle çekilmiş bu sahne alkışı hak ediyor!) Aaah
Belinda’da fantastik sinemaya göz kırpıyor, Hayallerim, Aşkım ve Sen’de ise
kurgu ile bir oyuncakmış gibi oynuyordu. Kariyerinin ilk dönem filmlerini
izleme şansı yakalayamamış olsam da, izlediklerim benim üzerimde derin etkiler
bıraktılar. Müjde Ar’a bütün hayranlığım Atıf Yılmaz’ın filmlerindeki
rollerinden doğmadır. Yılmaz’ın filmlerindeki Beyoğlu bana akan zamanın mekânları
nasıl da yıprattığını hatırlatır.
Onca şey öğrendim anlayacağınız onun filmlerinden. Şimdi Atıf
Yılmaz’ı tanımaya, araya kamerasını, sahnelerini, oyuncularını sokmamaya karar
verim. Elime ilk geçen kitap ‘Rejisör:Atıf
Yılmaz’ oldu. –Bundan sonra kısaca Rejisör diyeceğim kitaba.- Rejisör, Atıf
Yılmaz’ın 1952 tarihinden itibaren verdiği birçok röportajı barındıran; hem
yönetmene yakından bakmamıza ve kendi ağzından sanatını anlamamıza fırsat
veren, hem de Türk sinemasının gelişimini ve dolambaçlı yollarını sektörün
içinde önemli bir yere sahip olan Atıf Yılmaz’dan dinlememizi sağlayan güzel
bir kitap. Kitabı derleyen isim ise Müjde Arslan. Müjde Arslan, yazıları ve
kitaplarıyla Türkiye sinemasına önemli katkıda bulunan, filmleri uluslararası
festivallerde gösterilmiş önemli bir yazar,senarist,yönetmen. Önsözde Yılmaz’ın geçmişini araştırma aşamasında
yaşadığı zorluklardan bahsediyor. Arşivde onu aramanın zorluğundan. Elimizdeki
kitap büyük bir emeğin ürünü; ayrıca büyük bir Atıf Yılmaz sevgisinin.
Kitabın içeriğine dönecek olursak: Yılmaz’ın sinemaya yaklaşımı
kesinlikle ilgi çekici. Arslan’ın da önsöz de altını çizdiği gibi, Yılmaz’ın
sinemayı anlatışı onun alandaki ağırlığının yanında hafif ve ciddiyetsiz
duruyor. Buna karşın karşımızda hem halk hem kendi için sürekli üreten,
sektörün iyileşmesi için eleştiren ve hareket eden, toplumu analiz edebilen ve
yaşadığı toprağın dramını da komedisini de yakılamaya çalışan Rejisör duruyor.
Ben Rejisör’ü pek bir seviyorum. Kitaba davet ederim herkesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder