White Christmas onun 1954 tarihli müzikal filmi. Bing Crosby, Danny Kaye,Rosemary Clooney ve Vera-Ellen (incecik ve kırılacak gibi duran beli ile) başrollerde. Müzikal sırtını meşhur besteci Irving Berlin'in şarkılarına dayamaktan geri durmuyor. Filme adını veren de gene bir Berlin şarkısı. White Christmas'ın, filmin başrollerinde biri de olan Bing Crosby tarafından söylenen versiyonu en çok satan single olmuş.
Film, İkinci Dünya Savaşı'nın cephelerinden birinde açılıyor. Yılbaşı zamanı. Öncü bölüklerden biri kendilerine ufak bir yılbaşı gösterisi hazırlamışlar. Crosby'nin canlandırdığı, ünlü bir şarkıcı Bob Wallace derme çatma sahnede White Christmas'ı söylüyor. Aynı anda bölüğün başındaki General emekliye ayrılmak için son hazırlıklarını tamamlıyor. Generale son vedalar ediliyor ve ardından bombardıman başlıyor. Bob Wallace, Danny Kaye'nin canlandırdığı asker Phil Davis tarafından yıkılan bir duvarın altında kalmaktan kurtarılıyor. Bu dostluklarının başlangıcı oluyor ve ikili savaş sonrasında şov dünyasının en ünlü isimleri haline geliyorlar.
Filmin Amerikan Rüyası tadı işte burada başlıyor. Şov dünyasında başarı basamaklarını hızla tırmanıyor Bob ve Phil. Yapımcılığa da soyunuyorlar. Phil, Bob'un işine fazla düşkün olmasından yakınır hale geliyor bir süre sonra. Bob'u meşgul edecek bir kadın arayışına gidiyor. Şans yüzüne gülüyor ve Haynes kardeşlerle tanışıyorlar. Olaylar gelişiyor ve bizim ünlü ikili Haynes kardeşlerle beraber Vermont'a yollanıyorlar.
Arada hep beraber şarkı söylüyorlar. Trende Vermont'a gitmek için sabırsızlanırken söyledikleri şarkı var mesela. Kara övgüler düzüyorlar. O anda müzikalleri sevmeyen insanları anlamak daha bir kolay oluyor.
Vermont'taki otelin sahibi eski generalleri çıkınca ve otelin durumunun iyiye gitmediğini -kış sporlarının mekanı sayılan Vermont yıllardır kar görmüyor- öğrenince, Bob ve Phil otelde düzenleyecekleri özel bir yılbaşı gösterisi hazırlamaya başlıyorlar. Generalin yaşlılık sıkıntıları da baş gösterince, gösteriye General'in eski piyadeleri de çağrılıyor. Kapanış gene White Christmas ile yapılıyor.
Filmi izledikten sonra damakta kalan tat yeterince şekerli bir tatlı yedikten sonrakine benzetilebilir kolayca. 1950'lerden kalma bu müzikalimizin gerçekliği temiz, naif ve rengarenk. Şov dünyasını da işin içine katınca, çeşit çeşit kostümler, dekorlar ve danslarla filmin atmosferi ufak bir şenlik tadında ilerliyor; fakat önemli hiçbir şey söyleyemiyor. Karakterler arasında geçen samimi diyaloglar ve şakalaşmalar dostluk temasının altını kalınca çiziyor Sadece güzelliği ve melodisi ile var olan bir film bu. Filmi izleyecekler beklentilerini çok yukarıda tutmasın.
Bing Crosby'nin White Christmas single'ının kapağı |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder