Warm Bodies (Sıcak Kalpler) bir türe hiç yaklaşılmayan
taraftan bakmaya cesaret eden; fakat baktığı yerin konumundan ötürü kendini
ciddiye almamıza engel olan ortalama sevimli bir film. Yönetmeni 2011 yapımı 50/50’yi çeken Jonathan Levine.
Post apokaliptik bir dünyada, Amerika kıtasındayız.
Havaalanını mesken tutmuş zombiler arasında ilk esnada göze çarpmadan yaşayan –burada
yaşamak başarılı bir şekilde ölü olmak olarak alınsın- zombi R’nin iç sesine
kulak veriyoruz. Zombilerin konuşamadığı, hırıltılar çıkardığı sözsüz kanunlar
arasındadır. Yaratıcı ekibin bize hikâyeyi bir zombi tarafından anlattırabilme
yolu da ister istemez karakterin iç sesinden geçiyor. R yaşadığı –dikkat!-
hayatın anlamsızlığından yakınıyor. Kendi ufak köşesi haline getirdiği ve
ilgisini çeken eşyaları toplayıp getirdiği uçağındaki pikaptan müzik dinleyerek
vakit geçiren alışık olmadığımız zombi R’nin hayatındaki dönüm noktası rutin
bir yemek avına çıkışında gerçekleşiyor. R, insan Julie’ye aşık oluyor. Onu
alıp uçağına getiriyor. İkili arasında yeşerecek olan dostluk ve aşk şaşırtıcı
gelişmelerin yolunu açıyor.
Warm Bodies’ın tutunabileceği en kuvvetli dal cesur hikayesi
iken bu hikayeyi ele alış biçimi ile hiç farklılık yaratamayışı üzücü.
Zombi-insan aşkını anlatan hikayenin komedi çatısı altında ele alınışı
anlaşılabilir. Bu konuyu ele alan ciddi ve ağır bir film çekmek ne kadar mümkün
olabilirdi ki? Buradaki yanlışlık filmi komedi/romantik komedi türünün bütün
klişeleriyle doldurmak. Ana karakterden daha az çekici fakat sevimli yan
karakterler –R’nin ve Julie’nin yakın arkadaşları-; esas oğlanın karşısında
durması için yaratılmış, pek sevilmeyen alternatif esas oğlan; iki baş karakter
arasında geçen sözde sevimli sahnelerin kurguda ardı ardına verilmesi vb. Zombi
alttürüne saygı duruşunu bir kademe yükselten bir unsur olarak insan
bedenlerinden sıyrılıp geri dönülemez yola girmiş iskeletimsi zombiler dikkat
çekici. Bu iskeletlerin üstlendiği yük film için çok değerli. En esaslı düşman
olarak çatışma başlığını kuvvetle taşıyorlar.
Kısacası Warm Bodies birçoklarını hayal kırıklığına
uğratacak bir film. Gene de zaman zaman eğlenceli olmadığı söylenemez. Bazı zombi
şakaları gerçekten paha biçilemez. Oyuncu kadrosunda göze çarpan John Malkovich
de seyir nedeni olabilir.
DİPNOT: Warm Bodies, Isaac Marion'un aynı adlı romanından uyarlanma.
R rolünde Nicholas Hoult, Julie rolünde Teresa Palmer |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder