
Wild’dan uyarlanan 2014 yılına tarihlenen aynı adlı film ise genelde uyarlamalarda nadir rastlanan
bir kendi başınalığa sahip. Wild, kitabının okunmasından sonra izlenen
filmlerin ardından kalan olmamışlık hissinden muzdarip değil. Yönetmen Jean-Marc
Vallée (Dallas Buyers Club , C.R.A.Z.Y.) gayet güzel bir iş çıkarmış. Cheryl’in
geçmişindeki travmaları, acıları, mutlulukları fazla gevezelik yapmadan ve karakteri
anlatıcı konumuna koymaktan çekinerek kurguyla başarılı şekilde anlatılıyor.
Vallée’nin en büyük avantajı ise senarist koltuğundaki Nick Hornby. Hornby kitabın
omurgasını zedelemeden öyküyü sinematik evrene geçirmeyi başarmış. Öyle ki
olağan kitap-film sıralamasında doğan, filmin kitabı aşırı basitleştirmesini
suçlayan itirazlar bu sefer çıkmıyor. Wild’ın müziklerine ise harika oldukları
dışında söylenecek hiçbir şey yok. Reese Witherspoon Cheryl performansıyla 2014
Oscar Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmiş fakat
kazanamamıştı. Witherspoon’un performansı güçlü, oyunculukta çığır açmadığı
doğru ama oldukça duru bir oyunculukla filmin organik varlığına pek çok şey
katıyor. Cheryl’in annesi Bobbi rolünde izlediğimiz Laura Dern ise her
sahnesinde parlıyor; filmin duygusal kısmını Dern kanatlandırıyor. O da
Yardımcı Kadın Oyuncu kategorisinde aday gösterilmiş ama Witherspoon gibi
kazanamamıştı. Toparlamak için tekrarlayım: Wild “olmuş” bir kitap uyarlaması.
Varlığından memnun olduğum bir yolculuk filmi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder