Hollywood aynı hataları yapmaktan vazgeçmeyecek sanırım. Endüstrinin en yeni hatalarından biri de Godzilla. Klasik canavar filmlerinden Godzilla'yı 60. yılında tekrar beyaz perdeye yönetmen Gareth Edwards taşımış. Edwards, ilk uzun metrajlı filmi -ki Godzilla'da ikinci uzun metrajlı filmi oluyor- Monsters'ı (bilim kurgu) 500.000 $ gibi makul bir bütçe ile çekmiş. Filmin getirdiği hasılat ise 4.000.000 $'ın üzerinde. Bu göz ardı edilemez kazanç ve Monsters dikkatleri Edwards'a çekmiş ve kendisi Godzilla'nın yönetmen koltuğuna oturmayı başarmış. Ne yazık ki Godzilla'da iyi yönetilmiş dedirten hemen hemen hiçbir şey yok.Başroldeki Aaron Taylor-Johnson kötü bir seçim olmuş. Kick Ass serisinde liseli Dave karakterini canlandıran aktörün bu filmde bir "baba" figürü oluşu kafamı karıştırıyor. İzlediğim karakterle bağdaşmayı bir yana bıraktım, karaktere inanamıyorum bile. Taylor-Johnson'ın donuk ve özelliksiz oyunculuğu da yardımcı olmuyor tabi. Aynı şey Elizabeth Olsen ve Ken Watanabe için de geçerli. Klişelerin aşırı kullanımı ve dramatik sahnelerdeki gereksiz duraklamalar seyir zevkini alıp götürüyor. Bryan Cranston'ı bile kullanmayı becerememişler. Gereksiz yan karakterler, inandırıcılıktan çok uzak olay örgüsü, kötü kurgu ve senaryo ile Godzilla tam bir hayal kırıklığıydı. Sadece görsel efektleri övgüyü hak ediyor. Evet, canavarı güzel tasarlamışlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder