Hayallerim, Delorean ve Sen: Dönüş, Selam ve Öneriler

9 Mayıs 2020

Dönüş, Selam ve Öneriler

2020'de hortlamaya karar verdim. Geçmişi temize çekiyorum. Yazıp yazıp paylaşmadıklarımı paylaşmaya, Hayallerim, Delorean ve Sen üzerinden paylaşacak bir şeyim kalmadığında ise veda etmeye karar verdim. Şimdilik devam... Aşağıda üç beş önce bir Mart ayında yazdığım ama kilerde kalmış bir öneri / inceleme listesiyle başlayalım. Üç sene uzun zaman. O zaman yazdıklarım şimdi sakil geliyor. Yine de metinlere mümkün olduğu kadar dokunmamaya gayret ediyorum. İçimden hepsini silmek ve yok etmek gelse dahi, üretimleri dünyayla paylaşmaktan korkmamayı öğrenmek lazım. Ufak ufak başlıyorum.
...


Mart vardı. Sıcak, soğuk, yağmur, güneş... Her şeyin kafası bir karışık; kapıdan hangi sırayla geçeceğini bilemiyorlar. Varsın mevsim dellensin, siz aşağıda sıraladığım üç beş film, kitap önerisine bir göz gezdirin. Sonra bir bakmışız bahar tüm enerjisiyle çalıyor kapıyı.

Anomalisa: if İstanbul'da izlediğim Charlie Kaufman filmi son zamanlarda izlediğim en keyifli yapımlardan. Yetişkinler için stop-motion animasyon.

Alıklar Birliği: Bu komedi harikasının hüzünlü bir yaratılış öyküsü var. Yazarı John Kennedy Toole yaşarken gittiği tüm yayın evleri tarafından reddediliyor. Reddedilmeler ve ağır depresyon Toole'u intihara sürüklüyor. Seneler sonra Toole'un annesi oğlunun eserini bastırmayı başarıyor; kitap edebiyat dünyasında heyecanla karşılanıyor ve 1981'de Pulitzer Ödülü'ne layık görülüyor. Günümüzde bir klasik olarak anılan Alıklar Birliği'ni unutulmaz kılan en büyük etken baş karakter Ignatius J. Reilly. Obez, tembel, aksi, her şeye karşı ve hoşnutsuz, toplum düşmanı ve Orta Çağ sevdalısı eşsiz bir karakter. Sevmesi imkânsız gibi; fakat bu anti-kahramanın absürd maceraları okuyucuyu daha fazlasını tüketmek için acıktırıyor. Mizahını yanlış anlaşılmalardan, şapşal karakterlerinden ve çağın aşırılıklarına söverken bütün aşırılıkları heybetli gövdesinde toplayan Ignatius'tan alan eser yaratıcılığıyla kendine hayran bırakıyor. Roman ayrıca mekân edindiği New Orleans'ın ruhunu ve insanlarını eşi benzeri az görülmüş bir başarıyla betimlemesi ile de övülüyor. 

Yaz Evi, Daha Sonra: Çağdaş Alman edebiyatının kıymetli yazarlarından Judith Hermann'ın bu öykü kitabı kalbe dokunan duru öykülerle bezeli. Hermann'ın ustalığı anları yakalayışında saklı. Kırılgan, her an uçup gidebilecek zaman kırıntılarını avucunun içinde tutuyor ve sonra zarar vermeden, özgünlüklerini koruyarak onları edebiyatına üflüyor. Tarif edebiliyor muyum? Sanmam. Yazar öykülerini satır satır işliyor, satır aralarına da melankoli serpiştiriyor. Bir yerlerden temin edin ve okuyun.

Marslı: Andy Weir'in kitabı 2014'ün çok satanlarındandı. Kitaptan uyarlanma ve Ridley Scott'ın yönettiği film vizyona girdi, sohbetlerde adını geçirmesini ve ödüllere aday olmayı bildi. Başrollerinde Matt Damon, yan rollerde ise Jessica Chastain, Kristen Wiig ve Sean Bean gibi ağız sulandıran isimler var. Vaktinde popülerliğinden dolayı elimin gitmediği kitap, filmin fragmanını izleyince ufak bir arzu nesnesine dönüştü. Eh uzaya, bilim-kurguya bir zaafım da yok değil. Uzun lafın kısası Marslı'yla yolumuz kesişti. Memnunum; eğlenceli bir yol arkadaşı oldu bana. Ölü sanıldığı için Mars'ta geride bırakılan bir astronotun hikâyesini anlatan kitap yer yer bilimin dozunu kaçırıyor olsa da eğlenceli karakterleri ve sürükleyici anlatımıyla hafta sonu için fena olmayan bir okumalık. Üzerine filmini izleyip Hollywood'un neden aynı hataları tekrar tekrar yaptığını tartışmak isteyeni yorumlara beklerim.
....

"Yayınla" tuşunu özlemişim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder