Hayallerim, Delorean ve Sen: Castle

23 Ocak 2013

Castle


Amerika pasaportlu, polis ve resmi otorite odaklı suç-polisiye dizilerinin dolandığı yerler hep aynı. İlginç davaların giriş, gelişme ve sonuçları. Çılgınlığın bugün vardığı noktada suç dizilerinin yaratıcı ekiplerine neden "yaratıcı" denildiği merak konusu; fakat tabi ki bu geniş türün sevimli,mizah dozu yüksek ve en azından izlerken keyif veren örneklerini es geçmek, izleyici olarak çeşitliliğimizi sınırlamak dizisevere yakışmıyor.

Başrolünde efsane insan Nathan Fillion -eski Kaptan- ve Stana Katic olan Castle, polislere eşlik eden roman yazarı Richard Castle (Fillion) ve onun gölge gibi takip ettiği Dedektif Beckett'ın (Katic) üstlendiği davaları konu alıyor. Richard Castle çok satan roman yazma konusunda çok başarılı. Yazmanın detaylarını,prensiplerini, resmi olmayan kuralları, oluşturduğu bilgi birikimini ve hayal gücünü cinayetleri çözerken Beckett'a yardım ederek kullanan Richard Castle, diziyi türdeşlerinden ayrık tutan en önemli -belki de tek- unsur. Bu ikili dışında ana kadroda iki dedektifimiz -Ryan ve Esposito-, ergen genç kızımız -Castle'ın kızı-, eski aktrisimiz -Castle'ın annesi-, baba tavırlı komiserimiz ve adli tıp uzmanımız var. Hepsini bir araya getirince eğlenceli bölümlere imza atan, keyifli fakat kalıcı etki yaratamayan Castle oluşuyor. Dizinin en büyük kozu hiç kuşkusuz Nathan Fillion. Castle'da ara sıra Firefly'a yapılan göndermeler ise Whedon'ın muhteşem dizisinin  yayından kaldırılmasının acısını az biraz iyileştiriyor. Fillion'ın Kaptan Malcolm'ı yüzüstü bırakmadığını görmek güzel.
Castle'ı izleyecekleri memnun edeceğini düşündüğüm ufak bir ayrıntıyı daha paylaşayım: Richard'ın Beckett'tan ilham alarak yarattığı Dedektif Nikki Heat romanları kitapçılarda diziye eşlik ediyorlar. İyi bir pazarlama fikri olduğuna şüphe yok.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder